Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

NE OLDU BİZE? Edep ya hû

Edep ya hû! Ha­be­ri gö­rün­ce, Ab­dur­ra­him Ka­ra­ko­ç’­un di­ze­le­ri ak­lı­ma düş­tü. Yâr de­yin­ce ka­lem el­den dü­şü­yor Göz­le­rim gör­mü­yor ak­lım şa­şı­yor Yâ­ri ak­lı­na ge­lin­ce bu hâ­le ge­len adam, onu ka­la­ba­lı­ğın için­de ana­bi­lir mi?  Adı­nı söy­le­ye­bi­lir mi? Müm­kün de­ğil.   Ak Par­ti Bo­lu Genç­lik Kol­la­rı Baş­ka­nı se­çi­len Ta­ha Fur­kan Sön­me­zel, Bey­za Kı­lı­ç’­ı sah­ne­ye ça­ğı­ra­rak her­ke­sin önün­de ev­len­me tek­lif et­miş. Ha­nım kız “E­ve­t” de­yin­ce bü­yük mut­lu­luk ya­şa­mış. Son za­man­lar­da  böy­le ha­ber­ler ço­ğal­ma­ya baş­la­dı.   Bir er­ke­ğin sev­di­ği kı­za ten­hâ­da ev­len­me tek­lif et­me­si­nin bir an­la­mı kal­ma­dı ar­tık.   Şöy­le her­ke­sin im­re­ne­ce­ği, kıs­ka­na­ca­ğı, gün­ler­ce ko­nu­şa­ca­ğı bir şe­kil­de olur­sa “ö­ze­l” sı­nı­fı­na gi­ri­yor.  Ne ka­dar ga­rip de­ğil mi? En özel olan, ge­nel­leş­tik­çe özel­le­şi­yor; an­lam ka­za­nı­yor. “Aş­kım, aş­kı­m”  di­ye di­ye aş­kı aya­ğa dü­şü­ren ye­ni ne­sil­

KULAKLARI OLMAYAN ÇOCUK

“Bebeğimi görebilir miyim” dedi yeni  anne .  Kucağına yumuşak bir bohça verildi ve  mutlu  anne, bebeğinin minik yüzünü görmek için kundağı açtı ve  şaşkınlıktan adeta nutku tutuldu! Anne ve bebeğini seyreden doktor hızla arkasını döndü ve camdan  bakmaya başladı. Bebeğin kulakları yoktu… Muayenelerde, bebeğin duyma yetisinin etkilenmediği, sadece görünüşü bozan bir kulak yoksunluğ u olduğu anlaşıldı. Aradan yıllar geçti, çocuk büyüdü ve okula başladı. Bir gün okul dönüşü eve koşarak geldi ve kendisini annesinin kollarına attı. Hıçkırıyordu. Bu onun yaşadığı ilk büyük hayal kırıklığıydı; ağlayarak:  “Büyük bir çocuk bana ucube dedi.” Küçük çocuk bu kadersizliğiyle büyüdü.  Arkadaş ları tarafından seviliyordu ve oldukça da başarılı bir öğrenciydi. Sınıf başkanı bile olabilirdi eğer insanların arasına karışmış olsaydı.  Annesi, her zaman ona “Genç insanların arasına karışmalısın” diyordu, ancak aynı zamanda yüreğinde derin bir acıma ve şefkat hissediyordu. Delikanlının babası,