Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ekim, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İLGİNÇ BİR OLAY SİZLERLE....

Bir adam , Afrika'da yürürken arkasından bir aslanın koştuğunu görür. Hızla kaçarken tam önünde bir kuyu görür ve hızla kuyuya iner. İpe sarılıp kuyuya inerken.. Alt tarafta büyük bir yılan görür. Yılan hızla buna doğru yükselirken .. Ne yapacağım der. Üstte aslan altta yılan. O sırada iki tane fare biri beyaz diğeri siyah ipi kemirmeye başlar. Her yerden başı belada iken bir anda bir yüzünde ıslak bir şey hisseder. Bir arı bir damla bal yüzüne bırakır ve balın tadı damağında iken....UYANIR. OH BE RÜYA İMİŞ .. der. Bir seyyide anlatır. Rüyamın yorumu ne diye? Anlamadın mı der gülerek?  Peşinden koşan aslan ölüm meleğidir. İçinde yılan bulunan kuyu senin mezarındır. Sarıldığın ip senin hayatındır. Beyaz ve siyah fare gece ile gündüzdür ömrünü kemirirler. Peki ya o bal nedir dersen ? Dünyanın geçici lezzetidir, Ölümün arkasında bir hesap ol

Korkma

"Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak."

Elmadağ Suyu

Elmadağ Suyu Sultan Hamid zamanında Ankara Vâlisi olan Mesnevî şârihi (açıklayıcısı) Âbidin Paşa, şehre su getirmek üzere halktan para toplamıştı. Padişah bunu öğrenince, paşaya irade gönderdi. “Su hayrı dinimizce çok makbuldür. Bu şerefi kendim almak isterim. Halktan toplanan paraları geri dağıt! Masrafları kendi malımdan karşılayacağım” dedi.  Böylece leziz Elmadağ suyu Ankara’ya getirildi. Toprak künklerle (borularla) mahallelere dağıtıldı. Her mahalleye çeşmeler yaptırıldı. Ankara, güzel ve bol bir suya kavuştu.  Cumhuriyet’ten sonra bu su Çankaya’ya alınarak, çeşmelere kuyu veya bend suyu verildi.